26 Ekim 2013 Cumartesi

Büyük Gratis İndirimi Ganimetleri

Selamm,
Bu post biraz gecikmeli oldu, kusura bakmayın.Hepinizin geçmiş bayramını kutluyorum ve bütün paralarımızı harcatan büyük GRATİS indiriminden aldıklarımı sizlerle paylaşıyorum.
Bildiğiniz gibi bayram, anneler günü, yılbaşı gibi önemli günlerde GRATİS bir cennete dönüşüyor ve biz deliriyoruz.
 Bu büyük indirimden neler aldığıma gelecek olursak, her zaman methini duyduğum The Balm ürünlerini denemek istiyordum, bu indirime kısmetmiş; çok duyduğum 'The Balm-Rockstar Palette' i aldım, içinden şu ana kadar tek kullandığım, tek başına da Mary Lou Manizer olarak satılan aydınlatıcı. Cidden mucizevi bir ürün ve kalıcılığı inanılmaz.
Yine Balm'dan Mary Lou Manizer aldım, ama bronzlaştırıcı ve aydınlatıcı olarak da kullanılabiliyor, özellikle bu ürünü http://www.makyajblogum.com/2012/12/the-balm-mary-lou-manizer-aydnlatc.html buradaki tavsiye ve ayrıntılı bilgilere dayanarak aldım, çünkü kozmetik konusunda çok fazla bilgi ve tecrübem yok maalesef:) Cidden kullanmaktan çok memnun olduğum bir ürün ve sadece pudra üzerine sürülüp çıkıldığında bile tüm havanızı bir anda değiştirebiliyor.
Bir arkadaşımda görüp bayıldığım, Loreal'in Infallible Eye Shadows serisinden Hour Glass Beige' sini ve bloglarda methini çok duyduğum, Essence I love Stage far bazını aldım:) 2 ürünü de şiddetle tavsiye ederim, far bazı inanılmaz bir kalıcılık sağlarken, krem yapılı far da inanılmaz bir ışıltı ve aydınlık katıyor yüzünüze.İkisi de şimdiden vazgeçilmezim oldular.


Bu kadar makyaj malzemesini temizlemek için de bir şeyler lazım diyerek de bu yüz temizleme jelini aldım, bunlar arasındaki farkı çok net anlayamadığımdan, bu güne kadar pek çok firmanın temizleme jellerini kullandım ve bu üründe inanılmaz bir yan bulduğumu söyleyemem ama cildinize cidden fresh bir his veriyor.


 Vee, son olarak bu ganimetleri koymak için de bir makyaj çantasına ihtiyacım olduğundan, bu çantayı kaptımm:)) Çok kullanışlı, özellikle seyahat için, içine takılarınızı ya da makyaj malzemelerinizi koymak için 3 gözü var ve asılabiliyor. Deseni de tam benlik:))


 Sağolasın Gratis, full sana çalıştık bu ay. Ya siz neler aldınız bu güzel indirimden?

.

19 Ekim 2013 Cumartesi

Kumaş Alışverişi

Bugün Kemeraltı'nda sadece çiçek almadı tabii ki. Bir de benim becerikli annem, yıllar sonra dikişe tekrar başladığı için ilk girdiğimiz kumaşçıda kendimizi kaybederek, masa örtüsü yapılmak üzere 4 farklı kumaş aldık.
Bunlar da hazır dikilmiş olarak aldığım kırlentler, sevgilim ve ben baykuş hastası olduğumuz için, elbet bi'yerlere uydururuz diye aldım:)
 Bu pastalı olana özellikle bittim, hem puantiyeli hem de mavi olması çok fresh bir görüntü vermiş, ayrıca üzerindeki pasta ve vişnelerin kırmızı olması da çok canlı ve eğlenceli görünüyor. Hastası oldum kısaca.

Bu da benim 2.kumaşım. Böyle vintage ve soft renkli kumaşlara bayılıyorum, ucuna krem dantelle çok daha şık olacak eminim.

 Bunlar da annemin yine daha önceden diktiği yastıkları, ve kendine aldığı kumaşları.
 

Gelin Buketi

Haziran'da evlenecek bir gelin olarak, tek eksiğim gelin buketiydi gerçekten. Şaka bir yana, etrafımdakiler acelemin ne olduğu anlamaya çalışadursun, ben aldığım her bir parçadan ayrı ayrı zevk duymaktayım. Emek emek biriktirdiğim çeyizler, evimi düşünerek aldığım büyük küçük her şey benim en büyük mutluluk kaynağım, hele ki sevgilimin askerde olduğu bugünlerde...
Çeyiz düzmenin yanısıra, düğün ve evlilik meselelerine duyduğum ilgi sebebiyle, neredeyse 4-5 arkadaşıma sürekli evlilik, düğün, çeyiz danışmanı olarak hizmet veriyorum. Aramızdaki konuşmalar hep şu şekilde: "Aa, o markanın duvakları süper, gelin buketi en güzel bu renklerden olur, şöyle saça, böyle duvak gider, o markanın nevresimleri süper bornozları hiç yaramaz falan filan".
   Bir arkadaşım düğün ve ev düzme meselelerinde aşırı zorlandığından bahsetmişti de, "Aa zorlanacak ne var, aşırı zevkli işler ya" dediğimde, "Senin için tabi kolay, sen doğduğundan beri bu güne hazırlanıyosun." demişti. sanırım bayağı bir haklıymış:))
Neyse, bugün Kemeraltı'na bir çıkarma yaptık ailecek ve günün kazananı yine ben oldum, sıra geldi ganimetleri sizinle paylaşmaya.
Sıradan gelin buketlerine bayılmadığımdan, biraz renkli, top gibi ve tekdüze olmayan, azcık renkli ve mümkünse kalıcı çiçekten oluşan, ilerde evimde kullanabileceğim bir gelin buketi arayışı içindeydim.Annemleri bayıltmama saniyeler kala, bu güzellikle rastlaştık, tam hayallerimdeki buketti kendisi, çiçekçide küçük değişiklikler sonucu benim oldu:) Bakalım beğenecek misiniz?

Bu arada aşağıdaki çiçeklerin çok benzerini de gelinbuketcisi.com da beğenip, kararsız kalmıştım, 85 civarıydı aşağıdaki güzellikleri de totalde 8 tl ye aldım, bu da atma çiçeği olacak çünkü kendi çiçeğime kıyıp atamayacağım maalesef:)) Onun son süslenmiş halini de paylaşırım sizlerle ilerleyen zamanlarda inşallah. Cemre bu buketi yakalama konusunda baya iddialı bakalım şimdilik, onun da gözü bu çiçekte kaldı çünkü:) Eee, siz hangisini daha çok beğendiniz??

17 Ekim 2013 Perşembe

Bayadır boşladığımı fark edip bloga dönüş yaptım :)

     Bugünkü yazım, sokak hayvanlarını sahiplenmekle ilgili olacak. Çünkü ben de sokaktan bulduğum bir hayvanı evime aldım :) Annem en başlarda bu konuya pek iyimser bakmıyordu; çünkü bundan önce tavşan, kuş, kaplumbağa gibi hayvanlar baktım. En son kaplumbağalarım ( Sabuha ve Şakir) öldüğünde, ki tarih 12 Mart 2013 idi, çok ağlamıştım. 

     Mayıs ayında annem ve babamla gittiğim Sığacık'ta, pazarı gezerken ufacık bir kedi gördüm. Sapsarı tüyleri ve mavi gözleriyle, "Beni al!" diye bağırıyordu adeta. Almak için oldukça çaba gösterdim ama annemleri ikna edemediğim için kediyi pazarda bırakmak zorunda kaldık. Ama Bostanlı sokakları bu konuda pek zengin. Sokaklar kedilerle, köpeklerle dolu ve buralarda oturan hiç kimse sokağa su ve yem bırakmayı ihmal etmiyor özellikle yaz mevsiminde. 
     Neyse benim konuya dönmem gerekirse, final dönemimde evde depresyonun dibine vururken; çok tatlı bir kedi yavrusu annemin dükkanına gelmiş. Karnı açmış, annemin verdiği poğaçayı yemiş, tuvaleti geldiğinde camları kapıları tırmalayıp toprak yere gitmek istemiş. Ablamla anneme yaptığımız psikolojik baskılar ve annemin vicdanı sonuç verdi, kedimiz eve geldi. 



     Yanlış hatırlamıyorsam geldiğinde tarih 24 Hazirandı, veterinerler de doğum gününün yaklaşık olarak 1 Nisan olduğunu söylediler. Geldiğinde minicik olan 'Cemil', şimdi 7 aylık olmaya çok yakın. İsminden de belli olduğu gibi erkek olan Cemil, her yetişkin erkek kedi gibi erişkinliğe ulaştığını belirtmek için bir koku salmaya başladı. 9 aydan önce kısırlaştırma işlemi de yapılamadığı için şimdilik bekliyoruz. Aşılar ve kısırlaştırma işlemiyle ilgili bilgiler başa bir postta olacak :)



    Ve şimdi ona olan sevgime gelince daha önce evcil hayvanı olan insanların, onlara olan sevgilerine şaşkınlıkla bakardım. Şimdi, "Az bile." diyorum. Evde o var diye eve erken geliyorum, aşıya gideceği zaman ondan çok korkuyorum, öpmeye doyamıyorum. Yani bir hayvanı sahiplenmek; hem sizin için hem onun için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri. Çünkü onun size duyduğu minnet ve sizin ona verdiğiniz karşılıksız sevgi anlatılamıyor. 



     Cemil hepinize selam söylüyor :)

4 Ekim 2013 Cuma

Bugün Hayvanlari Koruma Gunu

Merhabaaa,
Ben size yazmayalı mevsim değişti, sizi çok beklettiğim için değil, tamamen Ankara'nın karasallığına sağlık:) neler yaptığıma bakacak olursak, Tarkan konserine gittim. İstanbul'a gidip 2 tane çok sevdiğim arkadaşımı gördüm ve bir toplantıyı aradan çıkardım. Şimdi de uzun süredir aklımda olan bir konuyla önemli mi önemli bir post hazırlıyorum sizlere.

Bildiğiniz gibi bugün ''Hayvanlari Koruma Günü''. Onları evimize alamasak da sokakta bile onlar için yapabileceğimiz çok şey var. Yazın bir kap su koysanız kapınızın önüne, yemediğiniz yemekleri, kemikleri çöpe atmasanız da yine kapınızın önüne koysanız onlardan mutlusu olmaz. Hayatınızda hiç kimsenin size bakmadığı kadar minnet dolu bakışlar olur ödülünüz. Bugüne kadar yapmadıysanız, bugün mutlu olmak için bir bahane vereyim sizlere. Migros ta kedi köpek mamalarında %50 indirim var, her sabah karşılaşıp korktuğunuz kedi/köpek için alın o mamadan, koyun ve ertesi gün size olan davranışı, bakışı nasıl değişiyor, sizin ona olan korkunuz nasıl azalıyor bunu hissedin.
Hayvanlar bize muhtaç, yaşamak, su içmek, oynamak için. Onlardan korkmamayı, hatta onların en yakın dostlarımız olduğunu, canlarını acıtmamayı ve onları sevmek gerektiğini öğretmeliyiz çocuklarımıza. Çünkü çocuklar en sevecen canlılar olabildikleri gibi, çok zalim de olabiliyorlar. Çevremde hep hayvanlardan korkan, onları gereksiz bulan, hatta etraflarındaki varlıklarından çok rahatsız olan insanlar var, oysa ben böcekten köpeğe kadar tüm canlıları sevmemle övünürüm. Bunda çocukken Cemre'yle, bahçede doğayla içiçe geçirdiğimiz yazların çok büyük etkisi var tabii. Böcekleri bile yatağa yatırıp üstlerine örtü örtüp onlarla oynadığımız günlerdi çocukluğumuz. Aldığımız sütlerle sürekli beslemek için yavru kedi, köpek kovalar dururduk Hal böyle olunca insan kuştan, kediden, köpekten nasıl korkulur anlayamıyor:)

Sokaklarda bakıma muhtaç, sahipsiz onbinlerce kedi, köpek varken gidip pet shop tan sadece cins diye hayvan alıp, sonra da 'ben çok hayvanseverim, evde kedi/köpek bakıyorum' diye nutuk atılması bana hiç samimi gelmiyor.Benim evde köpeğim ya da kedim yok maalesef, ama fabrikada var. Evimde olsa bu kadar sevmezdim belki Toby'i. Toby'miz geçen aylarda bize bir sürpriz yaptı ve fabrikamızda aniden beliren çok süslü dişi köpeği hamile bıraktı, bu mutlu habeden sonra 11 yavruyla kara kara düşünen bir Asena kaldı haliyle.
Yavrular doğdu ve burada bakımları çok zor olduğu için , benden başka da kimse ilgilenmediği için, annelerini emip azcık büyüdükten sonra sahiplendirme kararı aldım. Bu hikayemizin devamı sahiplendirme postunda:)

İşte bunlar da bebeklerimiz ve yeni anne olmuş kızımız:)